top of page

Aynılar farklı mıdırlar


 

Üzerinde yürümeyi sevdiğim

Her soğuk savruk ve sert dizenin

Zayıf bakışlı sanrılı Mihribanları

Bir onlar beni anlasalar anlasalar ki


Ben de onların yüzündeki kader boşluklarını

Bir bir avuçlayıp buruştursam sıkıca

Çöp kovamın içinde derin dönüşümler barındıran

Utanç içerisindeki yuvalara yuvarlasam bilerek


Kimden geldiği neden geldiği anlaşılmasa

Bu tertemiz içten gelen boşlukların

Çöp olma ihtimali anlaşılmasa aynıların

Düşünülse geri döndürülse hatta belki bir özür


Nesi var bu çöp poşetinin bilmem ki

Daha önce hiç olmadığı kadar

Minnettar mırıldayan kucaklayan ve sayıklar

Oysa basit bir kâğıttı içine düşen farksız

Çizgisiz çelimsiz ak ve dahası apak bir kâğıt




 

bottom of page