top of page

MIHALLICIK SOKAK NO:26

bir oda dolusu ümittin sen

kırık çıkık bir yatağın gıcırdayan yalnızlığı

turuncu pembe nevresimlerin üzerine sinmiş sigara kokusuydun


En ucuzundan bir televizyonda

çalan

kulağımda kalan bir Adıyaman Türküsü


Ocağım söndü nasıl beladır

bırakıp gitti bu ne devrandır

Dünya gözümde Kerbeladır

Allahtan bulasın


odayı kurutan elektik sobası

yerlerin soğukluğu

gecenin sıcaklığıydın

pencere pervazından sızan ayaza rağmen


yıl 2006 Ankara Seyran Bağları

Mıhallıcık sokak No:26



sokaklar sessiz ve ıssız

bina duvarlarına çarpan sokak kopeklerinin sesleriyle yankılanan

okulun arkasındaki

kapkaranlık yol

yerin altında

bir kapı

kapıda bir gencecik kız

Saçları vakitsizlikten kısacık

hayalleri çantasında

ödenmemiş faturaları cebinde


buz gibi bir ev

buz gibi bir evi ısıtan

dilsiz

sessiz masallar


yan komşunun tokat sesleri

çocukların bizi kurtarın diyen çığlıkları

bir sarhoş adam bir garip kadın



Ahmet in Mehmet e aşık olduğu

Sabahlara kadar balkondan haykırdığı yan bina

köhne yalnızlığımın

çalınan uykuları

Ankara buz gibi

Sis rengi ve karanlık

Soğuktan buzlanmış kırık camlar

Ama sen sıcacık.

masalın en güzel kısmı

ve son sözüm

ve nem kokusu

ve gün karası

ve şimdilerde bildiğim tek bir şey vara

masallar uzun sürmez.














bottom of page