top of page
Uğur Tergek

Yaşamsallık Gerçekliği İçin Toplumlaşma

Doğduğumuz topraklar, yaşamsal uğraşımız ve bizi çepeçevre saran gerçeklikler bir medeniyetin bir norma dönüştürülmesi için uğraşımızın bir gerekçesi olabildiği gibi bir fırsat olarak da addedilebilir. Öyleyse bir medeniyet normu yoktan var edilemez ve bu gösteriyor ki bir medeniyet normu, kültürü işleyerek var oluyor; çünkü her kültür Frans Boas’ın da tespit ettiği gibi bağlamı konu eder.


Yaşamsal gerçekliğimizi medeniyet normu için verimli kılmak, geçerli bir kültür ve toplum yorumlayışını gerekli kılar. “Boşluk düşüşü” toplum ölçütünce kültürü bir medeniyet normuna imkan sağlayacak şekilde yorumlayamamaktır. “Boşluk düşüşü” yaşamaya karşın toplumsallaşmış varlığımızı işlevsel kılarak kültürü bir medeniyet normuna erdirmek, varoluşu açıklayabilme becerisinde saklıdır. O halde varoluşu açıklayabilme becerimiz medeniyet normu için bir gerekliliktir ve dünyamız, ihata ettiğimiz dar alanlar için dahi bir medeniyet normuna ihtiyaç duyuyor.


Kültür anlam, toplumsal imkanın koşullarında gerçekleşir ve çünkü toplum, kültürü yaşamsal bir gerçeklik kılabilecektir. Denebilir ki toplumlaşma bir koşul olarak kültürü yaşamsal kılma imkanıdır. Kültür yaşamsallık koşulunu gerçekleştirdiği ölçüde medeniyet normu için bir geçerlilik sağlayabiliyor.


Yaşamsallık, medeniyet normu için pratik edebilmedir fakat toplumlaşma koşulunu dikkate almak üzere bir gerekliliktir.



Öyleyse toplumluk bir imkan iken kültür bir zemin ve yaşamsallık pekiştirim olur. Bu üçlü medeniyet normu için etüt edilmelidir. Toplumun sahici insanı yaşamsallığını konu edeceği gerçekliği kültüre özgüler ve toplumlaşmayı doğanın şartından ziyade bir imkan olarak görebilecek bir algılayışı tartışmaya açabilmektir. Kültür yaşamsallığı pekiştirmediği müddetçe “boşluk düşüşü” yaşamak, bir tek bireylik koşulumuz için değil medeniyet normuna dair olasılıkları da tehdit ediyor. Oysa insan ve toplum demek, medeniyet normu demektir.

Toplum koşulu, kültüre kazandırılmış gerçekliğin bir yansımasıdır. Bu koşul pekişerek medeniyet normu için bir mülahaza olur. Yaşamsallığımız, gerçekliği tutku edinir ve öyleyse yaşamsallık için kültüre kazandırılacak bir toplum koşulu, bir bilinç için davranış normu ve refleksi olabilmelidir. Bu demektir ki birey bilinç gözetimindeki davranış norm ve refleksini gözetmek üzere medeniyet normu için bir seçenektir.


Her birimiz bir seçeneğiz... Yaşamsallığımızı fark ettiğimiz ölçüde varoluşumuzu açıklayabileceğiz.


Uğur Tergek

תגובות


bottom of page