top of page

MODA DÜNYASINI BAŞTAN YARATAN KADINLAR! PART: 2

AUDREY HEPBURN

Sadeliği ve güler yüzlülüğüyle doğallığın kadınları ne kadar güzelleştirebileceğini dünyaya öğreten bu kadın, aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinde de önemli rol oynamıştır. 1980’li yıllardan itibaren UNICEF ile çalışmaya başlayarak dünyanın birçok ülkesinde bulunan yoksul çocuklara yardım etmesiyle, bir kez daha ne kadar muhteşem bir insan olduğunu bizlere kanıtlamıştır. “Givenchy’e olan bağımlılığım, Amerikalı kadınların psikiyatristlerine olan bağımlılığından farksız!” demişti Audrey Hepburn. İlk kez 1954 yapımı Sabrina filmi için Hupert de Givenchy ile birlikte çalışan yıldız, tasarımcının ilham kelebeği olmasının yanı sıra döneminin moda ikonu haline geldi. Funny Face, Paris When It Sizzles ve Breakfast at Tiffany’s filmleriyle moda gezegeni üzerindeki çekim gücünü daha da arttırdı. Kadınlar, filmlerdeki Hepburn’e olduğu kadar günlük hayatta balıkçı yaka kazaklar, kapri pantolonlar ve babetlerle sade bir stil yaratan Hepburn’e de hayranlık besliyor. Audrey Hepburn’ün bize kazandırdığı babet ayakkabılar, kapri pantolanlar, inci ve siyah elbiseler bize hala onu hatırlatıyor.


KATE MOSS

Henüz 14 yaşındayken keşfedilen Moss, 90'ların Twiggy'si oldu. Grunge estetiğiyle şekillenen bu dönemde "heroin chic" adlı aşırı zayıf imajın simgelerindendi. 90'lardan bu yana stiliyle sayısız trendin altına imzasını attı. Çabalamadan şık görünmenin kuralları hep ondan öğrenildi. Müzik festivallerinde jean şort ve plastik yağmur botuyla, Londra sokaklarında skinny jean ve babetle, partilerde vintage elbiselerle cool görünmenin mümkün olduğunu moda ahalisine dikte eden o oldu. Bugün Kate Moss ismi bir marka haline geldi. Süpermodel, Topshop ve Longchamp gibi farklı markalar için koleksiyonlar hazırlayarak kendi tarzını yakalamaya çalışanlara "a la Kate Moss" parçalar yaratıyor.


JANE BIRKIN

Maskülen, feminen ve bohem tarzı en güzel harmanlayan ve natürellikten asla vazgeçmeyen Jane Birkin, günümüzde hala en ilham alınan moda ikonları arasındaki yerini korumayı başarıyor. İngiliz aktris ve oyuncu, 60'lar ve 70'lerde bohem ve "tomboy” stiliyle modaya ilham periliği yapmıştır. Bambi gibi incecik ve kırılgan görüntüsünü tamamlayan minicik elbiselerle de, jean pantolonlarla da aynı oranda özgün oldu. Dünya markası Hermes meşhur Kelly çantasından sonra onun da ismini bir çantasına vererek bu ismi de ölümsüzleştirmiştir.


MADELEINE VIONNET

Moda tarihinde kâşif olarak anılan Madeleine Vionnet, kadınları yalnızca korselerden değil toplumun dayattığı kısıtlamalardan da kurtarma idealiyle birçok ilke imza attı. Bunun için de elbiselerin kesimleriyle işinin ehli bir şekilde deneyler yapmaktan hiçbir zaman kaçınmadı. Çizim yapmayan Vionnet, tahta bir oyuncak bebek kullanarak elbise modellerine karar verirdi. Vücudun bir parçasıymış izlenimi veren akışkan elbiselerde, verev kesimler ve drapelerle mucizeler yaratmayı da bu sayede başardı. “Bir ressamdan ziyade heykeltıraşım. Renklerden çok formlara duyarlıyım” diyerek moda tarihindeki ayrıcalıklı yerini aldı. İşçiler için sosyal hakların olduğu kanunlar çıkmadan önce, kendisi çalışanlarının sağlık ve refahını artıracak düzenlemeler gerçekleştirmiş. Atölyesinde çalışan dikişçi kadınların oturduğu tabureler yerine arkalıklı ve kolçaklı koltuklar yaptırtmış. Atölyesinde çalışanlarının çocukları için bir kreş kurdurmuş ve sürekli hazır bir doktor görevlendirmiş. Ayrıca "ücretli izin" dönemini de başlatmış.


BRIGITTEBARDOT

Saç bantları, şapkalar ve dağınık saçların tanrıçası olan Brigitte Bardot, yüzyılın en önemli moda ikonlarından biridir. Jean üzerine düz bir kazak giyerek de şık olunabileceğini bizlere öğreten Brigitte Bardot, yeri geldiğinde İspanyol elbiseleri de en güzel şekilde taşımayı bilmiştir. Özgür ruhu ve çekiciliği ile ilham kaynağıdır.


VIVIENNE WESTWOOD

Vivienne Westwood; İngiliz modasının “büyükanne” lakaplı tasarımcısı, sıra dışı fikirleri ve anarşist ruhu ile 70’li yıllardan günümüze kadar modaya en radikal yansımaları getiren bir isim.

McLaren sayesinde sanat ve kült akımlarla tanışıp bir dükkânın “yarısını” kiralayarak açtıkları ilk giysi dükkânı, “Let It Rock” olur. Birkaç ay içinde gençlik yıllarından beri kendi kıyafetlerini diken Vivienne’in rock’n roll tarzı baz alarak oluşturduğu özgün tasarımları yok satmaya başlar. Vivenne Westwood, 90’ların ‘grunge’ akımının öncülerindendi. Punk, pin-up, pop kültürünü günlük modaya taşıdı. 1965’te açtığı butikler ve yaptığı çalışmalar ile anarşist gençliğine hitap ederek kendisini gösteren Westwood, şimdilerde renkli tarzı ile kitleleri etkilemeyi sürdürüyor. Koleksiyon sunumlarında abartılı aksesuar kullanımlarına dikkat çeken tasarımcı, kendini ifade etmeyi oldukça iyi biliyor. Geleneksel İngiliz kumaşları tartan ve Harris tüvidi, 19. yüzyıl giyim kodunun parçaları krinolin ve korse, Westwood’un kreasyonlarını farklılaştırma görevini üstlenen öğelerden sadece bazıları. Yıllar öncesinde kendisine verilecek bir onur ödülünü almak için Buckhingham Sarayı’na gittiğinde giydiği transparan elbiseyle İngiliz aristokratlarını şoka uğratan modacının şimdi bir moda imparatorluğu var. Moda dünyasında kendine bir yön belirleyen ve farklılığı ile öne çıkan Westwood’un çalışmaları daha birçok kitleyi etkileyeceğe benziyor.


GRACEKELLY

Zerafet denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Grace Kelly, zamansız bir ikon. Modern, sade ve seçkin tercihleriyle zarif ve kusursuz bir imaj yaratmayı her zaman başardı. Daha Monako prensesi olmadan önce Hollywood’un prensesi olmuştu. Grace Kelly gerek giyimi, gerek zarifliği ile yüzyılın belki de en hayran bıraktıran ikonları arasında yer alıyor. Ünlü marka Hermes kendisine o derece hayran olmuş olmalı ki bir çanta modelini onun ismi ile ölümsüzleştirmiştir.


ELSA SCHIAPARELLI

1930’lu yıllarda moda dünyasına cesur ve farklı bir soluk getiren Elsa Schiaparelli, Coco Chanel’in âdeta rakibi oldu. 30’lu ve 40’lı yıllarda verevine kumaş kesimini keşfetti ve vücudu saran elbiselerle gece elbiselerine ayrı bir form kazandırdı. Bununla kalmadı ve 80’lerin popüler detayı vatkaları bir aksesuar hâline getirdi. Vee tabii iddialı renkler… Neon renkli giysilerin giyilebileceğini de tüm dünyaya gösteren yine Elsa Schiaparelli oldu. Kendisi aynı zamanda moda ile sanatı bir araya getiren ilk isimlerden. Picasso ve Dali gibi isimlerle sürrealizmi modaya taşıdı. İlk kez temalı defile düzenleyen, tüvit malzemeden gece kıyafeti, suya dayanıklı taftadan yağmurluk, kuzu pirzola şeklinde şapkalar tasarlayan Elsa Schiaparelli’nin doğadaki tüm canlılardan ilham alarak oluşturduğu tasarımlar o kadar başarılıydı ki Yves Saint Laurent, John Galliano ve JP Gaultier ondan esinlendiklerini itiraf ettiler.


SONIA RYKIEL

Sonia Rykiel 80’lerde dünyanın en şık 10 kadınından biri seçildi. Onu moda tarihinin dâhi, çılgın ve enerjik tasarımcısı olarak tanıyoruz. Kazakların üzerine kelimeler, cümleler koyan ilk tasarımcı oldu. Sadece kadınlar için değil, erkekler ve çocuklar için de tasarımlar yaptı.


DIANE VON FURSTENBERG

Diane von Furstenberg, moda dünyasının en etkili kadın isimlerinden biri. Özellikle kadın girişimcilerin yanında olmasıyla güçlü kadının simgesi. Aynı zamanda Amerikan Moda Tasarımcıları Konseyi’nin üç dönemdir başkanı. Kadınların kurtarıcısı olan kruvaze elbisenin de mucidi. 1972 yılında “Kadın gibi hissedin, elbise giyin,” sloganıyla piyasaya çıkardığı pamuklu jarse elbiseler, modadaki en önemli kadın özgürlük hareketlerinden biri olarak tanımlanıyor.


MARY QUANT

Mary QuantM60’larda yarattığı mini etek ile moda tarihine adını altın harfler ile yazdırdı. Bir kadının makyajdan saça, kıyafetten aksesuarlarına tüm görünümünün kendine özel olması gerektiğini düşünürdü. Ayrıca bugün Chelsea modası diye bir terimden bahsediyorsak bu yine onun sayesinde.



bottom of page